SENDE KALMIŞ





Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
 Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
 Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
 Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
 Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
 Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
 Saçlarına hasreti tanımayan ellerim,
 Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
 Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
 Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
 Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
 Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
 Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
 Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
 Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
 Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
 Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
 Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
 Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
 Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
 Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
 Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
 Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
 Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.
 
 
|Cemal Safi|